Pomorie - Burgaz / BULGARİSTAN

Pomorie

Burgaz / BULGARİSTAN

Pomorie Bulgaristan’ın Burgaz ilçesine bağlı bir şehir’dir. Bulgaristan’ın Karadeniz bölgesindeki üçüncü en büyük yerleşim alanıdır. 

V. yüzyılda Anhialo ismi ile kurulmuştur. Nüfusun çoğunluğu Trakyalılardan oluşmuştur. Özellikle Roma döneminde doruk noktasına ulaşmıştır. Osmanlı döneminde Anhialo toprakları fethedelince, şehrin adı Ahiolu olarak değişmiştir. 

Bir efsaneye göre Ahiolu’ya çaresiz hastalığa yakalanan zengin bir çiftçi olan Selim Bey adında bir türk yerleşir. Bir gece Neno dede adındaki ırgat rüyasında çiftliğin bahçesinde mucizevi bir kaynak aktığını görür. Başta ırgat pek dikkat etmemiş rüyasına, ama aynı rüyayı defalarca görünce, rüyasında gördüğü yeri kazmaya karar ver. Kazdığı yerde önceleri mermer çıkar karşısına, daha sonra mermerin altından su yükselmeye başlar. Irgat Bey’ine bütün olanları anlatır ve Selim Bey bu kaynaktan su içmeye başlar. Belli bir süre sonra tamamen iyileşir. 

Pomorie’de aslında çok nefesinizi kesecek kadar gezilecek yerler yoktur, fakat tatil için tercih edile bilecek bir yerdir. Konaklanacak çok güzel mekanlar vardır. Merkezde dolaşırken sokak şarkıcılara rastlamanız mümkündür. Tatilcilerin çoğu Rus’tur. Hatta bir kısmı oradan ev satın almışlardır. 

Merkezde dolaşırken Rusça çok sık duyacağınız dillerden biridir. İşletme sahipleri veya çalışanlar’ın neredeyse hepsi Rusça anlamaktadırlar.

Minaitürk - İstanbul / TURKEY

Minaitürk

İstanbul / TURKEY

Miniatürk Minyatür bir Türkiye Parkıdır. Türkiye'deki çeşitli yapıtların maketlerinin sergilendiği 60.000 metrekareyle Haliç kıyısında bulunan eski bir park alanına kurulan park, dünyanın en geniş alana sahiptir.

Yılın 365 günü açık’tır . Resmi tatillerde ve bayramlarda da açık’tır. Girişinde 500 araçlık büyük bir otopark bulunmaktadır. Giriş ücretleri oldukça uygundur. Yetişkin 5 Lira, öğrenci 3 Lira. Yabancı turistlere ise daha pahalı.

Park’ın yapım yıllarını hatırlıyorum. Hiç fırsatım olmamıştı ziyaret etmeye. Her şey için bir bahane gerekiyor ya…. Yeğenim misafirimdi ve onun bahanesiyle gitmiş oldum.

İçerisinde Türkiye’nin önemli yapıtlarının miniatür maketleri sergilenmektedir. Hatta Türk toprakları dışında olan Osmanlı eserlerinin de maketlerinin sergilendiği ayrı bir bölümü vardır. Park’ı gezmek epey zaman alıyor. Her yapının önünde orijinal yapının kısa ve net bilgileri içeren metal tabletler bulunmaktadır. Oldukça açıklayıcı. Bu konuda gerçekten çok memnun kaldım. Bazı bilmediğim yapıları ve onlarla ilgili kısa bilgileri bu tabletler sayesinde öğrendim.

Her zaman olmasa da, mehteran marşı eşliğinde gösteriler oluyor. Oturup izlemek için amfiteatr benzeri yer var.

Hediyelik dükkan’ı var. Fiyatlar ne çok pahalı, ne de çok uygun. Çocukların eğlenmesi için çeşitli alanlar ve mini park vardır.

Bir tavsiyem olacak: İçeride atıştırmalıklar…dondurmalar… biraz pahalı geldi bana. Park’ı ziyaret etmeden önce bi güzel karnınızı doyurun derim ben.

Fikir kimden çıktı bilmiyorum, ama bence çok başarılı bir mekan. Az parayla gezile bilecek bir yer.

Varna / BULGARİSTAN

Varna / BULGARİSTAN

Varna – Bulgaristan’ın yaz başkenti olarak bilinir. Çocukluğumda her yıl tatil için gittiğimiz bir şehir. 

Yıllar sonra ben de çocuğumu götürüp gezdirdim. Bulgaristan’daki diğer şehirler gibi bizlere göre fiyatlar gayet uygundur. 

Yıllar sonra tekrardan hem gidip görmek, hem de kızıma göstermek istediğim yerlerden biri Dolfinarum’du. İçeri fotoğraf makinesi sokmak yasak, fakat ben anlamıyormuş gibi yapıp, çantamın içinde soktum makinemi. Her yerde olduğu gibi burada da ticarete dökülmüş her şey. Fotoğraf çektirmek isteyenler mekan çalışanları tarafından ücret karşılığında fotoğraf çektire bilirler. Giriş ücreti biraz yüksek geldi bana. Genelde turistlere yönelik olduğu için fiyatlar yüksek ola bilir. Çocukken hatırlıyorum neredeyse nefes almadan izlemiştim yunusların gösterisini. Şimdi ise kızım aynı şekilde izledi. Bir garip oldum onu öyle nefesi kesilmiş bir şekilde izlerken gördüğümde. 

Gezilecek bir başka yer ise hayvanat bahçesi. Burada ücret çok uygun – 2 Leva’ydı. İçerisinde hayvanlar dışında, çocukların eğlenmesi için ufak bir lunapark vardır. 

Bir başka yer ise Akuarium. Giriş ücreti uygun. 3 leva gibi bir şeydi. Çocukken gitmiştim en son oraya. O zaman çok enteresan gelmişti, şimdi ise görülecek çok şey bulamadım. Daha büyük Akvuarim gördüğüm için midir, yoksa maddi sıkıntılardan dolayı mı orasını beğenmedim, bilemiyorum. Kızım için ise bir fark yoktu tabi. Ona her şey enteresan görünüyordu. 

Kafeler uygun ve genelde her yerde Wi-fi mevcuttur. 

Bulgaristan'da gezilmesinden keyif alınacak bir yer. 

Razgrad / BULGARİSTAN

Razgrad / BULGARİSTAN

Doğup büyüdüğüm şehir… deliormanın başkenti kabul edilir. Küçük bir şehir olmasına rağmen, tarihi eski taş çağına dayanmaktadır. Bu yüzden şehrin çeşitli yerlerinde çeşitli heykeller ve taş kalıntıları dekora amaçlı kullanılmaktadır. 

Yıllar boyu şehrin ismi birçok kez değişmiştir: Hezergrad, Herazgrad, Hasgrad, Çetehezar… taa ki Razgrad olana dek. Halk’ın 2/3 müslüman’dır. Küçük bir kısmı Müslümanlığı sonradan kabul etmiştir, fakat Müslüman halkın çoğunluğu Anadolu Karaman beyliğinden göç eden Türklerden oluşur. Bu topraklara Kırım’dan göç eden tatarlar da vardır. Halk genelde iyi ilişkiler içerisinde yaşar. 

Şehirde Osmanlı izleri çok net görülmektedir. İbrahim Paşa Camii en bilinenidir. Balkanlarda Osmanlılar'a ait ayakta kalmış en büyük sanat eseridir. UNESCO kataloğunda yer alan cami, Balkanlar'daki üçüncü en büyük camidir. Bulgaristan’da Şumen’deki cami’den sonra büyüklük açısından da ikinci camidir. 

1530 – 1535 yıllarında ünlü sadrazam İbrahim Paşa tarafından yapımı başlatılıyor. Ünlü Sadrazamın 1536 yılda ölümünden sonra, yapımı durduruluyor. Ancak 1616 yılında Mahmut Paşa tarafından cami’nin yapımı tamamlanıyor. Ünlü gezgin Evliya Çelebi cami’yi ziyareti sırasında “Bu cami o kadar muhteşem ki, Rumeli’de eşi benzeri yok” diye yazıyor. 1967 yılından beri “İbrahim Paşa” camisi ulusal öneme sahip ve mimari değeri olan kültür anıtı olarak ilan edilmiştir. İçinde orijinal zengin duvar yazıları hâlâ mevcuttur. Şu anda cami ziyaretçi ve ibadet için kapalıdır ve 30 yıldır yenileme yapılmamıştır. 

Bir efsaneye göre, İbrahim Paşa bu güzellikteki bir başka cami’nin yapılmaması için, Bulgar ustaları öldürtmek istemiş. Bunu duyan ustalar kendilerine tahtadan kanat yapmışlar ve Balkanlara doğru uçmuşlar. Ama baltaları da kendilerine bağladıkları için, yerlere çakılıp ölmüşler. 

Şehir ufak olmasına rağmen gidilecek yerleri vardır. Özellikle ağustos ay’ı Pchelina bölgesinde motor şenliği düzenlenmektedir. Ülkeden ve yurt dışından birçok motor severi buluşturmaktadır. Birkaç gece çadırlar kurulup, müzikler, şenlikler eşliğinde eğlenceler düzenlenir. 

Pchelina doğasıyla, manzarasıyla, sessizliği ile dinlenmek için çok iyidir. Eskiden çok daha fazla gidilecek yer varmış, fakat yıllardır devletin olduğu ekonomik zayıflıktan dolayı bir çok yer bakımsız kalmıştır. Yine de yürüyüş yapıla bilecek yerdir. 

Ağustos gidemezseniz üzülmeyin. Yılın her zamanı şehrin merkezinde dolaşıp, herhangi bir kafede kahvenizi yudumlayıp, eşsiz ve dinlendirici sessizliğe kendinizi vere bilirsiniz. Wi-fi kafelerde bedava'dır. 

 

Yaz günleri gidip havuz keyfi yapmak isteyenler, Kovanluka, Mimoza ve Putkonsul gide bilirler. Her üçü de mekan ve hizmet olarak müşterilerini memnun etmekte oldukça iyiler. 

 

 

Akşam yemekleri veya otorup bir şeyler içmek isteyenler şehir parkı “Gradski Park”ı tercih ede bilirler. İnanılmaz sessizdir. Birkaç tane kafe restoran vardır. Fiyatlar çok uygun. Park’ın içinde hayvanat bahçesi var ve genelde hep ziyaret edilir. Ücretsizdir. 

 

 

Park’ın hemen yanında şehir hastanesi bulunmaktadır. Yer olarak çok iyi bir yer. Hastalar bol oksijenli bir yerde tedavi olmaktalar. İnanılmaz zekice yapılmış bir şey bence. Maalesef yine şu ekonomik sıkıntılar… Hastanede her şey çok eski. Çok üzücü bir durum. 

Yaz’ın başka güzel, kış’ın başka güzel olur Razgrad. Kış’ın şehrin bahçelerinde çeşitli ışıklandırmalar ve süslemeler yapılır. Çocuklar tarafından oldukça ilgi görür bu süslemeler.

Neredeyse her yıl gidiyorum Razgrad’a…. Doğduğum yer olduğu için midir bilemiyorum, fakat her seferinde aynı yerlere de gitsem, aynı şeyleri de yapsam, sıkılmıyorum.